İstanbul: Kayıp yakınlarının yanı sıra, HDP milletvekilleri, ÖDAV avukatları gibi bir çok kurum ve kişinin destek verdiği eylemde bu haftanın açıklaması Meside Ocak tarafından okundu.
Ocak, “Anayasa’nın 34. maddesi barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına almıştır. Anayasa bu madde ile bireylerin ortak düşüncelerini birlikte savunmalarını ve başkalarına duyurmak için bir araya gelmelerini bir hak olarak niteler ve güvence altına alır.
Anayasa Mahkemesi içtihatları da barışçıl gösteri veya basın açıklamalarının ilke olarak cezai yaptırım tehdidine maruz bırakılamayacağı yönündedir” şeklindeki sözlerle polisin Cumartesi Anneleri’ne Galatasaray Lisesi’nin yasaklanmasına tepki gösterdi.
Ocak açıklamasına 708 haftadır eylemlerinin yasaklanmasının yasaklandığını ve devleti yönetenlerin kamu gücünü ve imkanlarını kendilerine karşı nefretin ve şiddetin aracı olarak kullandığını dile getirdi.
“Hakikat ve adalet talebimiz için Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz”
“19 Ekim 1995 sabahı 35 yaşındaki Fehmi Tosun ve arkadaşı 34 yaşındaki Hüseyin Aydemir, birlikte kahvaltı ettikten sonra Tosun ailesinin İstanbul/Avcılar’daki evinden çıktılar. Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli sivil polisler tarafından 34 UD 597 plakalı Beyaz Toros araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına “Gözaltına alındım, beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar Fehmi’nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu. Aileleri tüm yasal yollara başvurdu ama Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi. Onlardan bir daha haber alınamadı” diyen Ocak, iç hukuktan sonuç alamayınca davanın AİHM’e taşındığını sözlerine ekledi.
Ocak ardından açıklamasına, “Ancak bu güne kadar Tosun ve Aydemir dosyalarında etkin bir soruşturma yapılmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosyalar kapatıldı. Bunun üzerine Fehmi Tosun dosyası Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Yargı makamlarını Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir dosyalarında yargılamanın yenilenmesi yoluyla etkin bir soruşturma yaparak, maddi gerçeğin açığa çıkartılması ve ceza adaletinin sağlanması yönünde göreve çağırıyoruz. Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz!” şeklinde sürdü.
“Onlar yargı önüne çıkana kadar biz hesap soracağız”
Açıklamanın ardından Fehmi Tosun’nun eşi Hanım Tosun “Galatasaray’ı yasaklayanların bizi bu sokağa neden tıkıyorsunuz. Bu zamana kadar Galatasaray bize neden yasaklandı, biz kimseye 23 yıldır zarar vermedik, eğer hukuktan insan haklarından bahsediliyorsa dönüp bakmalıdırlar bu sokağa. Biz haklıyız hukuk için adalet, için buradayız, bu açımıza rağmen kimseye hakaret etmiyoruz. Şiddet uygulamıyoruz, biz kayıp yakını olarak kayıplarımızı aramaktan asla vaz geçmiyoruz. Eğer bu ülkede hukuktan bahsediliyorsa kayıplara dönüp baksınlar.
Eğer suç işlemişse yargılasaydılar, ceza verselerdi biz bunların hesabını yetkililerden soruyoruz, gözaltında kayıpların infazını verenlerden soruyoruz, onlar yargı önüne çıkana kadar biz hesap soracağız. Hangi kimsesizler mezarına yatırılmışsa oradan çıkmalıyız biz ne Galatasaray’dan ne de kayıtlarımızdan vaz geçmiyoruz” dedi.
Hanım Tosun’nun konuşmasından sonra Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe tepe konuştu.
Tepe, “700 haftadan itibardan Galatasaray bize yasaklandı, daha AİHM barışçı gösterilerin yasaklanamayacağını gösterdi ama bunlar kendi Anayasalarına bile saygı duymuyorlar Galatasaray’da olmamız engellenemez hukuk evrenseldir . İç hukuk yollarını tükettik AİHM’e gittik, Anayasa Mahkemesine gittik. Biz hiçbir zaman haklı davamızdan vaz geçmedik burayı bile küçücük bir çembere hapsetmeye çalışıyorlar, biraz vicdanınız sızlasın, bu hükümet yetkililerin çözmesi gereken bir şey bizim öfkemiz adaletsizliğe, hukuksuzluğa”
