Güncel

Artvin’de köylüler HES ve taş ocaklarını protesto etti

Artvin'in Arhavi ilçesindeki köylüler ve ve ekoloji örgütleri, HES ve taş ocağı projelerini protesto etti.

Artvin’de Arhavi, Başköy, Kilucukkoy ve Çamlıca Mahallesi sakinleri ile Çamlıca Doğa Koruma Platformu; SAKA1-2 Regülatörü ve HES, Çamlıca 1-A Regülatörü HES ve taş ocaklarıyla doğaya verilen zararı ve Durguna Vadisi’nde yapılacak yeni HES projesini protesto etmek için dün Çifteköprü’de toplanarak basın açıklaması yaptı.

Yapılan açıklamaya Borçka Belediye Başkanı Ercan Orhan, Arhavi Belediye Başkan Vekili Engin Erkan, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, eski CHP milletvekili Yüksel Çorbacıoğlu, Ortacalar Köyü Muhtarı İlhan Kekeva ,Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, yazar ve yönetmen Funda Özyurt Argun, Arhavi Doğa Derneği, Pilarget Doğa Koruma Platformu, Çamlıca Doğa koruma Platformu, Dikyamaç Köy Derneği, Rize İHD temsilciliği, Fındıklı Dereleri Koruma Platformu katıldı.

Yoksullaştırma ve kuraklaştırma politikasından uzaklaşmamız gere’

Çifteköprü’de bir araya gelen konuşmacılardan yazar ve yönetmen Funda Özyürt Argun, “Şu an yaşadığımız her şey su savaşları. Dünyanın yüzde 70’ i su. Yüzde 3’ü içilebilir su, bu yüzde 3’ün yüzde 1’i erişilebilir içilebilir su. Birleşmiş Milletler su krizi raporu bunu onaylıyor. Dünya Bankası 2018’den bu yana yoksulluk kriterlerini değiştirdi. Çok boyutlu yoksulluk endeksinin içinde, içme suyuna erişim mesafesi bir yoksulluk kriteri. Ve biz diyoruz ki bu bölgeyi yoksullaştırma ve kuraklaştırma politikasından uzaklaşmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Artık yeter biz de nefes alalım’

Çamlıca Doğa Koruma Platformu Sözcüsü Semra Bulum ise şunları söyledi:

“Arhavi’de yapılan HES’lerin ve taş ocaklarının bölgeye verdiği zarar zaman içerisinde acı yüzünü göstermeye başladı. Bölgenin en değerli ağacı olarak bilinen şimşirler tamamen kurudu. Oysa eskiden şimşi ağaçları ile dayanıklı ev eşyaları yapılırdı. Derelerimizde ise kırmızı benekli alabalık yok denecek seviyelerde. Atalarımız analarımız bu memlekette dimdik durarak, dişleriyle tırnaklarıyla evlatlarının geleceğini hazırlamışlardır. Hem de kimseye ihtiyaç duymadan boyun eğmeden. Ekip biçmiş çay üretimi yapmış ve geçimlerini sağlamışlardır. Şimdi dün olduğu gibi bugün de bizler bu memleketin gençleri olarak köylerimize göç etmiş, burada tıpkı analarımız gibi gururla bizler de evlatlarımızın geleceği için çabalıyoruz. Kimimiz arıcılık, kimimiz çaycılık, kimimiz hayvancılık ve meyve ve sebze üretimi yaparak onurlu bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bu projeyi yapmak isteyen Perko Yapı’ya sormak isterim. ‘Var olan 3 HES size fazlasıyla kazandırıyorken doymuyor musunuz’. Bırakın 4’üncü HES suyu kanalı alma saçmalığını. Bu bölge halkı yeterince fedakarlık yapmıştır. Artık yeter biz de nefes alalım.

Doğal yeşilliği, dolar yeşilliğine değişmememiz lazım’

Dikyamaç Köy Derneği Başkan Yardımcısı Yüksel Özban, “Köyde evlerimiz, tarihi evlerimiz yıkılmak durumunda. Yeni Arhavi organik balı tescil edildi fakat bu ocaklarda organik bal nasıl üreteceksin yani ne kadar organik? Bunu da sormak lazım. Taş ocakları sadece dik yamacın değil bu boğazın da sorunu. Atılan dinamitler sularımızı yok etmiş durumda neredeyse. Bizde 7 tane arka arkaya değirmen olan değirmen şimdi neredeyse suyumuz akmıyor gibi, çok az. Mücadelemize devam ediyoruz biz. HES de aynı. Doğal yeşilliği, dolar yeşilliğine değişmememiz lazım. Doğal yeşilliği korumak zorundayız” dedi.

‘Yaşam alanlarımızın yok edilmesine göz yummayacağız’

Pilarget Doğa Koruma Platformu Nazlı Demet Uyanık şu şekilde konuştu:

“Mart 2020’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye’de 86 yerin doğal sit alanı olarak tescilleneceğini, Arhavi’de ki Durguna ve Kamilet Vadilerinin de doğal sit alanı olacağını ilan etmiştir. Sit alanı ilan edilen alanlarda vadiyi tahrip edecek herhangi bir proje artık söz konusu bile olamaz. Her iki vadi de ekolojik değeri yüksek dünya mirası alanlardır. Ne yazık ki bugüne kadar Kamilet Vadisi’nde 1, Durguna Vadisi’nde 3 tane HES kurulmuş vadilerin doğal yapısı inşaat çalışmalarıyla ciddi şekilde zarar görmüştür. Bu yapıları kuran şirketler ÇED raporlarına bile çoğu zaman uymamış ortaya çıkan hafriyatı vadiden aşağıya dökerek dere yatağını doldurmuştur. Yani HES inşaatları sadece doğamızı ve yaşam alanlarımızı tahrip etmekle kalmıyor; biz insanların hayatlarını da tehlikeye atıyor. Arhavi’nin dört yanı bu yıkım projelerinden nasibini aldı. Şirketlere peşkeş çekildiği için Arhavililer ellerindeki doğal güzellikleri ve yaşam alanlarını tek tek kaybetmeye başlamıştır. Son birkaç senedir kendini bulan Durguna Vadisi, yeni bir HES projesiyle tamamen yok edilmek isteniyor. Bizler artık yeter diyoruz. Hem Durguna hem Kamile vadileri doğal sit alanı ilan edilmeli, koruma altına alınmalıdır. Arhavililer olarak doğamızın, yaşam alanlarımızın yok edilmesine bundan böyle göz yummayacağımızı buradan bir kere daha duyuruyoruz.”

Hep birlikte savaşacağız’

Ortacalar Köyü Muhtarı İlhan Kekeva şöyle konuştu:

“Şimdi treni kaçırdık desek. Zamanında biz bu mücadeleyi doğru düzgün yapsaydık, birlik beraberlik sağlasaydık belki bugün bunları yaşamayacaktık fakat o günler birlik beraberlik yapamadık. Şimdi önemli ve gündemde MNG’nin yaptığı Ballı Dere’den aldığı, HES’in yaptığı yolu vatandaş kullanamıyor şu anda. Adam HES’ini işletiyor 3 yıldır. Oraya kapı koydu, kapıya bekçisini koydu kimseyi geçirmiyor. O yaylalar bizim, suyu aldı. HES’i işletiyor fakat balık tutmaya bile gidemiyoruz. Bir tane petek götüreceğiz vatandaş gidemiyor. Yani HES’i aldı, parasını kazıdı, bütün yaylalara vatandaşın geçişini engelledi. Bunun sebebini merak eden var mı? Şu an kapısında maaşlı bekçisi var. Şirketin kapısını kapattı kendi alt yolu kullanıyor üst yolu kapattı 3 yıldır orada bekçisi var. Bir vatandaş, bir köylü orada balık tutmaya gidecek orada geçirmiyorlar. Bunun anlamının hiç kimse farkında mı? Niye geçirmiyorlar, niye gidemiyoruz? Bir de şu Çifteköprü girişi var. Bakın bu kadar HES’ler yaptılar 3 tane burada, 4 tane burada; şurada 50 metre yolun girişini yapmıyorlar. Bunun sebebini sayın vekilim TBMM’de sorabilir misin? Şu Çifteköprü’de 50 metrelik yolu niye yapmıyorlar? Hep birlikte savaşacağız, birlik ve beraberlikte olacağız ama zamanında yapsaydık bu işler daha basit olurdu.” (ANKA)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu